Resmin Alt Yazısı

Neden İntihar Ediyorlar?

25 Ocak 2013 Cuma




1-)İNTİHAR TANIMI - (Giriş)
Bir insanın nasıl olup ta öz canına kıydığı, yada kıymaya yeltendiği merak ve hayret konusu olmuştur.
Tarih boyunca intihar edenlere " akıl hastası " gözüyle bakılmıştır.Dinler intihara hoş bakmamış, büyük günah saymışlardır.
Psikologlar, psikiyatrlar ve Sosyal bilimciler intiharla ilgili sayısız teoriler üretmişlerdir.
Bir çok ülkede intihar önleme ve psikolojik krizler müdahele merkezleri kurulmuştur.
İntihar kavramını farklı açıklayanlar olmuştur.Bize göre intihar bir insanın ister tercihi olarak, ister ani bir kriz- travma sonucu yada psikolojik bir hastalığın etkisiyle öz canına kıyma eylemidir.
İntiharı bazı sosyal bilimciler "tercih" gibi değerlendirmesi yanlış bir genellemedir.
Çünkü hiç intihar düşüncesi olmayan, fakat ağır bir depresyon geçiren insan, tamamen hastalığının etkisiyle intihar edebilir. Bu bir tercih değildir. Hastalığın komplikasyonudur.
İntihar olayını tek bir nedene indirgemek, çok boyutlu ve komplike yapıda olan insanı basite indirgemektir.
İntihara giden yol tek değildir.Yollar zaman zaman örtüşmekte, zaman zaman kesişmekte bazen ayrışmakta fakat bütün yollar intihar durağında birleşmektedir.
Yaşam ve ölüm bir birinin zıddıdır. Ölümü test edemiyoruz. Nasıl olduğunu tahmin etmeye çalışıyoruz.Ölüm her zaman ürkütücü ve bir "son" gibi algılanır. İnsanoğlu ebedi yaşama arzusundadır. Bu yüzden ölümü kendimizden uzak tutmaya çalışırız, üzerimize almayız. Böyle bir savunma psikolojisinde olan insan nasıl olurda ölmeye koşar ?
2-)İNTİHAR GİRİŞİMİ VE İNTİHAR FARKI .
Dünya Sağlık Örgütünün saptamalarına göre; intihar giri­şimleri, gerçekleştirilmiş intiharlardan yaklaşık on kat fazladır.(2)
ABD'de 1985 yılında, ölümle sonuçlanan yaklaşık 28.500 intihar rapor edilmiştir. İntihar girişimleri ise bunun 10 misli daha fazladır.(11)
Şahsın gerçekten kendisini öldürmek isteyip istemediği arasındaki ayırım net değildir. Bazı kişiler hayatlarına son vermek için kendilerince bir sebep bulup kendilerini öl­dürürken, diğerleri de bunu isteyebilir. Fakat öldürecek dozda ilaç almama, ya da zamanında bulunup kurtarılma, girişiminden sonra pişman olup etrafa haber verme gibi ne­denlerle intiharı başaramazlar.
DSM-2 ve DSM-3'te[1] intihar ile ilgili kesin bir tanım ve sınıflandırma verilmemektedir. Sadece DSM-3'te "İntihar Bozuklukları" başlığı altında intihar patolojik bir davranış olarak ele alınmakta ve 4 alt başlık verilmektedir.
1- İntihar fikri
2- İntihar davranışı
3- İntihar girişimi
4- Başarılı intihar
Uluslararası Ruh Sağlığı Enstitüsü ise intiharı 3 büyük başlık altında sınıflandırmaktardır:
1- Başarılı İntihar:
Birey içindeki saldırganlık içgüdülerinin etkisiyle ölümü aramaktadır. Bu tür intiharda daha çok mazohistik bir yan vardır. Ve intihar ölümle sonuçlanmaktadır.
2- İntihar Girişimi:
Hayatı tehdit edici olan ve bireyin kendisine yönelen her hareketi kapsayan bu tür intihar girişimleri ölüm ile sonuç­lanmamaktadır.
3- İntihar Fikri:
Birey yaşamına son vermek için çeşitli girişimlerde bulu­nacağına dair ipuçları verir (Dr. Psik. Birsen Ceyhan ya­yınlanmamış seminer notları)
Arkun'a göre, intihar eylemi ile intihar girişimleri ara­sında bir ayırım yapmak, belki yapay, ama gereklidir. "Tüm girişimler, yaşamla, sonucu bilinmeyen bir kumara girmektir."
İntihar, hayatına son vermeye karar veren kişinin en et­kili metodu seçip, kimsenin müdahalesine izin vermeyecek tarzda kendisini öldürmesidir. Hâlâ yaşıyorsa bu başarısız bir intihar girişimidir.(1)
Ölmek, bu davranışın tek amacı ve başarının tek kriteri­dir. Başarısızlık şu nedenlerden dolayı olabilir:
1- İsteğin yeterli kadar güçlü olmaması, girişimin yarı gö­nüllü olarak yapılması.
2- Kişinin kullandığı metodun yeterince güçlü olmaması.
3- Ya da akıl hastalığı vb. sonucu kararlı bir tavır ala­maması(14)
Çeşitli nedenlerle başarısız olan intihar girişimlerinin dı­şında, bir de kendine zarar vermeye yönelik, ama aslında intihar etmek amacıyla değil, ilgi çekmek, deşarj olmak, yardım talebinde bulunmak amacıyla yapılan eylemler vardır. Bu eylemlerin "kazalar" dışında hayatî zarara sa­hip olmadıkları bilinmektedir. Bu yüzden bu tip zararsız eylemlere "pseudu suicide"(yalancı intiharlar) adı veri­lir.(1)
Psikodinamikler Açısından İntihar Girişimi ile
Gerçek İntihar Arasındaki Fark:
Cinsiyet, yaş gibi çeşitli faktörlere göre, gerçek intiharla intihara girişim frekansları çok değişmektedir. Hemen her yerde grişim sayısının kadınlarda ve genç yaşlarda belli bir üstünlük göstermesine karşılık, gerçek intiharlara erkek­lerde ve yaşlılarda daha fazla rastlanmaktadır. Şu halde, sosyal koşullar bir yana, gerçek intihar ile girişim psikodi­namik faktörler bakımından birbirinden farklı olup, bir ba­kıma kökten farklı bir anlam taşımaktadır.
a) Menninger'in İntihar-Ölüm İsteği Üzerine Fikirleri:
Menninger'in intihar hakkındaki görüşü özellikle intihar girişimlerinin açıklanmasında değerlidir. Menninger, psika­nalitik teorilere dayanarak intiharı açıklamaya çalışmış olarak tanınır. Ölüm ve yaşama isteklerini ele alır ve inti­harı bu ikisi arasındaki bir çeşit savaş, bir dram olarak ta­nımlar. Menninger'e göre, insanda çok karmaşık bir ölüm ar­zusu vardır. Bu arzu üç elemandan meydana gelmektedir:
1- Öldürme isteği,
2- Öldürülme isteği,
3- Ölme isteği.
Kısaca, intiharda önce adam öldürme istekleri belirir. Bu, ya kendisi ya da başkası hakkında açık bir şekil alabilir. İntihar eden kişi bu istekleri açıktan açığa kendine karşı çevirip kendini öldürmeye kalkar. Fakat asıl sorun ölme is­teği, yani bütün bilinçaltı ile insanın ölümü istemesidir. Zira ancak o zaman intihar tam başarıyla sonuçlanır ve in­tihar etmek isteyen kişi ölür. Dikkati çeken nokta şudur ki, öldürülme isteği her zaman ölmek istemek anlamına gel­mez. İşte bu bakımdan Menninger bazı kimselerin intihara girişimde bulunduktan sonra, iş başarısızlığa uğrayınca, na­sıl bütün gayretleriyle hekime yalvarıp ölümden kurtulma çarelerini aradıklarını açıklar. Paradoks gibi görünen bu hallerde, sorun, yani intihardan vazgeçme atılımı intihara girişimde bulunmuş olanın bu fikirden vazgeçmiş olmasından değil de daha esaslı bir olayın kendisine cereyan etmesin­dendir.
Yani böyle bir insan, bir taraftan kendisine karşı şiddetli ve öldürücü fikirler, niyetler beslerken, bir taraftan da ha­yattan bütün bütün ayrılmak istememektedir. Birinci istek aktif, ikincisi, ölüm isteksizliği ise pasiftir. Böyle durumda intihara kalkışan kimse aslında ölmek istememektedir.
3-) İNTİHAR İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ (KİMLER İNTİHARA DAHA YATKIN)
İntihar ve intihar girişimi üzerine yapılan birçok araş­tırma ve inceleme sonucu bazı ortak noktalara varılmıştır. Bununla beraber, yayınlar arasında risk faktörleri arasında farklılıklar da görülmektedir. Örneğin, bazı yayınlar beyaz ırktan olmayı bir risk faktörü olarak ele alırken, bazı ya­yınlar ırkın o kadar önemli olmadığını, esas belirleyici olanların sosyal ve psikolojik yapı olduğunu belirtmekteler. Aşağıdaki tabloda değişik yayınlardan derlenen risk fak­törleri verilmiştir.(11,14,15,16,17)
Risk Faktörleri:
o Erkek olma.
o Bekâr olma.
o Beyaz ırktan olma.
o Boşanmış, dul, ayrılmış olma.
o İş kaybı.
o Ergenlik.
o Yaşın ilerlemesi.
o Şehirde yaşama.
o Dinsiz olma.
o Son altı ayda fiziksel sağlığın kötüleşmesi.
o Öyküde intihar girişiminin varlığı.
o Ailede intihar öyküsünün olması.
o Stres düzeyi yüksek olan işlerde çalışan profesyoneller:
Hekimler (psikiyatristler, anestezistler, göz uzmanları)
Avukatlar.
Diş hekimleri.
Polisler.
o Aşağıdaki psikiyatrik bozukluklardan birini gösterme:
Depresyon.
Alkol bağımlılığı.
Şizofreni.
Kişilik bozuklukları.
Deliryum (bilinç sislenmesi).
Demans (bunama).
o Aşağıdaki psikiyatrik belirtilerden birine sahip olma:
Emir veren sesler duyma.
Etkilenme sanrısı.
Perseküsyon sanrısı.
Negativistlik.
Stengel'e göre, aşağıdaki faktörler intihar olayında inti­harla ters bağlantılıdır:
o Kadın olmak.
o Evli olmak.
o Çok sayıda çocuk.
o Dinî bağlılık.
o Düşük sosyo-ekonomik sınıf.
o Savaşta olmak.
o İnsan yoğunluğunun az olduğu yerlerde yaşamak.
o Bahçe vb. kırsal alan meşguliyetleri.
Yazar, bu faktörlerin daha çok Batı toplumları için ge­çerli olduğuna dikkat çekmektedir.(14)
İntihar davranışı için tek bir faktörden söz etmek doğru değildir. Yukarıda sayılan risk faktörlerinin birkaçının bir arada olması beklenir. Çünkü, bir tek risk faktörüne sahip olan binlerce insandan birisi intihar ediyorsa, başka etmen­ler de söz konusu olmalı...
İntihar ve intihar girişimi hakkında yapılmış yüzlerce çalışma vardır. Saptanan risk faktörleri bunların ürünüdür. Bunlardan yaş, cinsiyet, medeni durum, ırk faktörü, meslek, sosyal statüyle intihar ilişkilerine daha önce temas ettiği­miz için burada üstünde durulmayacaktır.
4-)KİMLER NEDEN İNTİHAR EDİYOR ?
Günlük pratik hayatta intihar davranışını iki şekilde gö­rüyoruz:
1- Demonstratif (gösteri, teşhir) amaca yönelik,
2- Gerçek ölüm arzusu ile intihara kalkışmak.
Demonstratif İntihar Davranışı:
o Korkutmak,
o İlgi ve yardım sağlamak,
o Sevgi kazanmak,
o Mesaj vermek gibi amaçlarla gerçekleştirilebilir. Bu davranış biçimi toplum tarafından, hatta hekimler tara­fından bile yeterince ciddiye alınmaz.
Ölme niyeti olmadan yalnızca yukarıdaki maksatlar için intihara kalkışanların bir kısmı, ellerinde olmadan bu ey­lemi ileri götürerek bir çeşit "kazaen" ölüme maruz kalır­lar. Demostratif intihar davranışı, diğer intihar davranış­ları gibi ciddiye alınmalıdır. Potansiyel intihar olarak de­ğerlendirilmelidir. Bu potansiyeli doğuran dinamik ve sos­yal faktörler araştırılmalıdır. Prof. Dr. Suna Taneli'nin vurguladığı gibi, bu davranışı, "bir yardım talebi", "el uzatma" olarak görmek gerekmektedir.(54,71)
"Her intihar olayında ortak olan, topluma sesleniştir, on­dan yardım talebidir."
Gerçek Ölüm Arzusu İle İntihara Kalkışmak:
o Psikiyatrik bozukluklarda bir sonuç, komplikasyon veya hastalığın bir belirtisi olarak meydana gelen intiharlar,
o Kısa devre reaksiyonu olarak intiharlar.
Psikiyatrik birçok tabloda intihar davranışına rastlanır. Bu bir tifolunun, kanserli hastanın hastalığından ölmesi gibi bir olaydır. Tek farkı, bu işi kendi eliyle ve fakat has­talığının etkisiyle, iradesi dışında yapmasıdır. Örneğin ağır depresyonlu bir hasta hissettiği derin keder, ızdırap ve sıkıntı ile beraber; zamanın yavaşladığı ve hatta dur­duğu hissine kapılır. Bu durumda kendisi "Ebediyen yaşa­maya ve bu ızdırabı sonsuza kadar çekmeye mahkûm olmuş bir kişidir." Bu durumda en çok istediği bir an önce ölmek ızdıraptan kurtulmaktır. Bunun için her vasıtaya başvu­rur.(54)
Gerçek intihar ihtimali riskinin izafi olarak en yüksek olduğu ruhsal bozuklukların başında depresyonlular bulunur. Ölümle neticelenen intihar teşebbüslerinin yaklaşık %65'in­de depresyon teşhisi konmuş olan hastalardır. Bunların çoğunluğu iki uçlu ve unipolar depresyonlulardır.
Depresyonlardan sonra alkol, uyuşturucu ve uyarıcı madde bağımlılarından maddenin kullanıldığı süre içerisinde ya da kesildikten sonra, yoksunluk belirtileri sırasında inti­harlar olabilir.
Şizofreniklerde de amaçsız ve anlamsız intiharlar görüle­bilir. Hezeyan ve halüsünasyonları doğrultusunda da bu ey­lemi gerçekleştirebilirler.
Organik beyin ve beden hastalıklarına bağlı ruhsal bo­zukluk, ağrılı hastalıklarda, aşırı ve uzun süreli zorlanma­larda, yaşlılık çağının bedensel ve ruhsal hastalıklarında, cinsel uyum bozukluklarında, uzun süreli paranoid bozukluk­larda; kimsesiz, yalnız yaşayanlarda intihar riski söz ko­nusudur...
Ölümle sonuçlanan intiharlarda kronik alkolizm oranı depresyonlulara yakındır. İntihar eden kişilerin %80'i dep­resif, alkolik, ya da her iki bozukluğun birlikte bulunduğu hastalardır.(11) Bu oran Şizofreni ve bedensel hastalıklara bağlı ruhsal bozukluklarda %5-10 arasındadır.(53)
Gerçek ölmek arzusu ile intihara kalkışanların ikinci gru­bunu, "kısa devre reaksiyonu" olarak intihara teşebbüs edenler oluşturmaktadır ki, bunlar:
o Büyük bir felaket,
o Maddî ve manevî önemli bir kayıp,
o Okul başarısızlıkları,
o Ticari başarısızlıklar,
o Aşk intiharları,
o Utanç hissi gibi bir olay,
o Kollektif olarak intihar edenlerden oluşmaktadır.(53)
Kişinin son derece önem verdiği birtakım şeylerin eksik­liği veya kaybı ya da altından kalkamayacağı birtakım olaylarla karşılaşması durumunda, eğer şahsın defans me­kanizmaları ile bu problem aşılamıyorsa ve buna kırşı ko­yacak yeterli direnci ve kişiliği yoksa intihar gündeme ge­lebilir. Kişi gerçekten ölmek isteyebilir. Burada olayların köşeye sıkıştırdığı bir insanın hem "kaçma" arzusu hem de karşısındakileri "cezalandırma" arzusu söz konusudur. İdam mahkûmlarının ölümden korktukları için kendilerini öldür­dükleri çok görülür.
Bu oldukça "paradoks", çelişkili olayda aynı kökten, gerçekten kaçma ve karşısındakilerin kendi­sine bir şey yapmalarını önleme arzusundan kaynaklanır. Bu tür intiharlarda bir taraftan "acz", diğer taraftan da saldırganlık ve öç alma duyguları mevcuttur. Kişi düşmana yapamadıklarını, kendisine yapmakta, onu öldüremediği için kendisini öldürmektedir.(54)
5-)İNTİHAR EDECEKLERİN ÇEVREYE VERDİĞİ SİNYALLER
İntiharın Önceden Anlaşılmasına Yönelik
İpuçları:
1- Yaşam Biçimiyle İlgili ve Durumsal İpuçları:
a- Hayatın erken dönemlerinde evden ve okuldan kaçma, dürüst olmayan davranışlar.
b- Baba tarafından erken reddedilme.
c- Yinelenen ve başarısız olmuş evlilikler.
d- Alkolizm ve uyuşturucu kullanımı.
e- Düzensiz ev ve iş hikâyesi, gelirde iniş çıkışlar.
f- Çalışma gücü ve başarı arasındaki çelişki.
g- Uzun süreli ölümcül hastalık.
h- İş, evlilik ve yakın dostlarla ilgili kayıplar ya da problemler.
ı- İntihara kararlı olma, saldırgan hayat sürme (hayatta saldırgan davranışlar).
i- Büyük zorlamalar getiren yaşantılar.
2‑ Davranışla İlgili İpuçları:
a‑ Ruhsal bozukluk belirtilerinin bulunması.
b‑ Ölüm riski olan ilaçları küçük dozda kullanma.
c‑ Son 6 hafta içinde duygusal ilişkilerde kesilme.
d- Cinsellikle ilgilenmeme.
f‑ Toplumsal etkileşimlerden geri çekilme.
g‑ Sevdiği eşyaları eşe dosta dağıtma.
3‑ İletişimle İlgili İpuçları:
a‑ Ölüm isteğini belirten doğrudan ve yinelenen konuşma­lar.
b‑ Dolaylı olarak mutsuz, olumsuz, kararsız, karamsar düşünce içeriği ve umutsuz konuşma içeriği.
İntihar Konusunda Doğrular ve Yanlışlar:
o Suisidden bahseden kişiler intihar etmezler.(Y)[2]
o Her intihar eden on kişiden sekizi suisidden birkaç ay önce belirgin sinyal, uyarı ve ipuçları vermektedir.(D)[3]
o Eğer intihardan bahsetmezsek, intihar gerçekleşmez.(Y)
o Suisidden bahsetmek önlenmesinde etkili bir yöntem­dir.(D)
o Suisid uyarı vermez.(Y)
o Araştırmalara göre suisidal kişiler tarafından yapılan yardım çağrıları çoğunlukla kodlanmış (imalı) şekilde veri­lir, bunların farkına varmak hayat kurtarabilir.(D)
o Suisidal kişiler kesinlikle ölmek istemektedirler.(Y)
o Suisidal kişilerin çoğu yaşamla ölüm arasında kesin bir seçim yapamamışlardır. Bir bakıma "ölümle kumar oyna­maktadırlar," kendilerini kurtarmayı başkalarına bırakır­lar.(D)
o Bir kişi bir kez suisidal olduğu zaman ömür boyu suisi­dal davranışları devam eder.(Y)
o Kendilerini öldürmek isteyen kişilerin çoğu yalnızca kı­sıtlı bir zaman için suisidaldirler. Eğer krizden kurtulabi­lirlerse iyi bir hayat sürebilirler.(D)
o Kriz sonrası iyileşme suisid riskinin sona erdiğini göste­rir.(Y)
o İntihar girişiminde bulunanların çoğu "iyileşme" başla­dıktan sonraki üç ay içerisinde ölümcül düşünce ve duygula­rını gerçekleştirmek için yeterli enerjiye sahiptirler. Aile­ler ve hekimler özellikle bu dönemde dikkatli olmalıdır­lar.(D)
o İntihar ya çok zengin ya da tam tersi çok fakirlerde gö­rülür.(Y)
o Suisid, toplumun her türlü ekonomik seviyesinde görüle­bilir.(D)
o Suisid eğilimi kalıtımsaldır.(Y)
o Suisid kişiseldir ve önlenebilir. Yalnız ailede bu kişinin intiharı diğerleri üzerinde büyük etki yaratabilir ve onları da risk altına sokar.(D)
o İntihar eden herkeste psikiyatrik bir bozukluk var­dır.(Y)
o İntihar eden kişiler çok üzüntülü, ümitsiz olabilirler; bu, her zaman akıl hastalığına işaret etmez.(D)
o Televizyondaki intihar sahneleri (model oluşturarak) intiharları arttırabilirler.(D)(90)
6-) İNTİHAR GİRİŞİMİ OLAN İNSANA NASIL YAKLAŞILMALI ?
Tedavide en mühim yol, hasta ile temas sağlamak ve dünya ile arasında yeniden bağlantı kurmaktır. Yardımı yapacak olan insanın bilhassa psikolog ve psikiyatrist için bilinmesi gereken nokta şudur:
Hastanın psikolojik desteğe ihtiyacı vardır. Bu durum­daki bir insan yaşamanın değeri olduğunu unutmuş, bir ba­kıma özdeşlik-identity'sini âdeta kaybetmiştir. Onda bu hissi yeniden yapılandırmak ve aksiyona yöneltmek lâ­zımdır. Bütün bunları gerçekleştirmek için hastanın akraba, dost, yakınları ile işbirliği kurup, birlikte bir tedavi plânı tatbik etmek gerekir. Durumları çok ciddi, intihar potansi­yeli çok yüksek olan hastaların hastahane ve psikiyatrik klinikte tedavisi şarttır. Böylelikle hem hasta intihara karşı daha iyi korunmuş olur. Hem de gereken tedavi usul­leri bulunan bir yerde hasta ele alınmış olur. İntihardan ön­ceki muayenesinde (İ.Ö.M.) vazifeli olan psikiyatrlar gere­kirse gereken ilaçları verir veya hastanın durumuna göre başka tedavi yollarına gidebilir.
Hasta ile yapılan "İnterwü" boyunca psikolojik destek sağlama ve yardımcı olma; onu anlamaya, önyargısız değer­lendirmeye yönelik bir davranışla sağlanır. Psikolog veya psikiyatrlar, hastaya, kendisini ölümü göze aldıracak ka­dar vahim saydığı ve şahsiyetini bütünüyle sarsan durumun gerçeklik derecesinin algıladığı kadar olmadığını hissetti­rir, bu türden olayların görülebileceğini, herkesin başına ge­lebileceğini, fakat iyileşmenin mümkün olduğunu söylemek ve inandırmak durumundadır.


[1]- DSM: Amerikan Psikiyatri Birliğinin Psikiyatrik hastalıkları sınıflandırması
[2]- (Y): Yanlış
[3]- (D): Doğru

Sosyoloji Final sınavı notları

2 Aralık 2012 Pazar

Artvin Çoruh Üniversitesi...
 Antony Giddens  Kaynaklı çıkarmış olduğum notları paylaşıyorum 


SOSYOLOJİ NOT

Erdem..Nedir


Erdem kavramı, felsefe tarihinin başlangıcından beri yer alır. "İnsanın ve yaşamın anlamı nedir?" sorusuna verilen felsefi cevap başlangıçta "erdemli olmak" olarak belirtilmiştir. Örneğin mutluluk yaşamın temel amacıdır ve mutluluğa ulaşmanın yolu erdemli olmaktan geçer. Bu düşünceye göre erdemli olmaksa ancak bilgi sahibi olmakla mümkündür.

» ahlakın övdüğü iyilikçilik, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk gibi niteliklerin genel adı, fazilet  » insanın ruhi olgunlugu
» antikçağ yunan düşünüşünde töreyle(ahlak) eş anlamlıdır. kendini aşma, en üstün iyi anlamlarına gelmek- tedir. filozoflara göre erdem görüşü değişir: sokrates’te, insan erdem bilgidir ve kişi öğrenirken ortaya çıkar.

Erdem Üzerine Düşünceler kallikes: erdem, güçsüzün isine gelendir.

friedrich hegel: erdem, varligin bilincidir.

spinoza: erdem akla uygun davranmaktir

voltaire: erdem, benzerine iyilik etmektir.

hutcheson: erdem bir egilimdir, iç güdüdür.

aristippos: erdem, haz almada ölçülü olmaktir.

origenes: erdem, tanri karsisinda ölçülü olmaktir.

joseph butler: kisinin kendi kendinin yargilamasidir.

geulincx: erdem, tanri'nin düzenine boyun egmektir.

immanuel kant: erdem bir içgüdü isi degil bir akil isidir.

max stirner: erdem, kendi isteklerime benim uygunlugumdur.

schopenhauer: erdem denmeye deger tek egilim acimaktir.

berkeley: erdem, sonsuz güçlü ruhun idrak ettirdigi bir fikirdir.

leibniz: erdem bir zorunluluktur su halde erdemsizlik mümkün degildir.

samuel clarke: erdem nesnelerin dogal niteliklerine uygun davranmaktir.

sartre: hiç bir sey kisi oglunu, kendinden, kendi benliginden kurtaramaz.

friedrich nietzsche: erdem, insanin insanüstüne ulasmak için harcadigi çabadir.

kong fu tseu: insanin amaci iyi ve uzun yasamaktir. bunun içinse erdem gerekir.

gotama: insan yüreginden yasamak istegini çikartmalidir, ancak yok olarak acidan kurtulabilir...

ksenofanes: varlik her seydir. degisiklik görünüsten ibarettir, gerçekte degisen hiçbir sey yok.

francis bacon: erdemler ülkesini yöneten süleyman evi bir baska adiyla alti günlük isler koleji'dir.

descartes: erdem düsünce ölçüsünü kullanmaktir. iyi sandigimiz seyleri islemekte gösterdigimiz karardan ibarettir.

machiavelli: sözünde durmak büyük bir erdemdir, ama bütün büyük isleri sözünde durmayanlar basarmislardir.

empedokles: devinim bir gerçektir ama olus diye bir sey yoktur. sevgi sonunda tiksinmeyi yenecektir. sevgi tanri'dir...

herakleitos: evren, yaratmayla yok olmanin sonsuza kadar birbirini kovalamasidir. hersey ancak karsitlarin kavgasindan
dogar...

mahavira: insan, hiçbir canli varliga kötülük yapmadan yasamalidir. çok siki bir perhiz yapmali, mümkünse çiplak gezmelidir. aç kalarak ölmek en büyük erdemdir.

parmenides: varlik eger var olmaya baslamissa, ya bir varliktan ya da bir yokluktan çikiyor demektir. üçüncü bir olus düsünülemez. varlik eger bir varliktan çikiyorsa, kendi kendini dogurmus oluyor ki bu da yeni bir sey olmamasi demektir. varligin yokluktan çikmasi akla uygun degildir. varolan degismez. çünkü degismek ya bir varliga ya da bir yokluga geçmek demektir. bu kuruntudan ötürü akil için bir birlik olan evren, biz insanlara ikililik olarak görünüyor...

sokrates: tek kesinlik, erdem bilgisindedir. erdem ögrenilir. kisiler bilmedikleri için kötüdürler. erdem birdir, bölünmez, ayrilmaz. erdem insanin kendini bilmesi, tanimasidir.

montaigne: biz insanlar, kendimizi kötülemede gösterdigimiz zekayi hiç bir yerde göstermeyiz. kafamizin o herseyi bozabilen tehlikeli aletin pesine düstügü öldürmeye kastettigi av kendi kendimizdir. insani öldürmek için gün isiginda genis meydanlar arariz. insani yaparken gizlenip utanmak bir ödev onu öldürmesini bilmekse bir çok erdemleri içine alan bir sereftir. 

Anılar ( Bu Akşam İçimde Hüzün Var )

Sensiz Geçmiyor bee bu akşamlarr  'F' :((
bu akşam içimde hüzün var 

gözümde canlandı anılar 

ağlamak istiyorum, haykırmak istiyorum 
bu akşam içimde hüzün var 



sensiz geçmiyor bu akşamlar 

gönlümde dinmiyor arzular 
kavuşmak istiyorum, sarılmak istiyorum 
bak bizi bekliyor anılar 



anılar, şimdi gözümde canlandılar 

anılar, beni bu akşam ağlattılar 


benden uzak durma ne olur 

bu kalbi sensiz taşıyamam 
artık benim olmasan bile 
seni görmeden yaşayamam 



yüzünü görmeliyim 

sesini duymalıyım 
anıları yaşamalıyım

Kıymetli Hazinem


O gün iş çıkışı, durağa doğru yürürken yerde parlayan bir şey gördüm. Birisi yere para düşürmüştü.
Hiç adetim değildir ama içimden bir ses o parayı almamı söyledi ve eğilip aldım. Çok büyük bir para değildi.
Demir 500 lüklerden. İçimden o parayı yolda bir dilenciye veririm diye geçirdim. Durağa gelene kadar gözlerim
bir dilenci aradı. Durağa geldim, orada da hiç dilenci yoktu. Neyse dedim otobüsten inince, bizim oradaki üst
geçitte her zaman bir dilenci olur, ona veririm. 
Otobüse bindim. Otobüsten inince üst geçitte duran dilenciye bakındım ama o da yoktu ortalıkta. Bugün nedense bütün dilenciler buhar olup uçmuşlardı. Cebimdeki parayı sıkı
sıkı tutmuş çok kıymetli bir hazine taşıyormuş gibi onu saklıyordum. Üst geçitten geçince artık bir dilenci
görme ihtimalim kalmamıştı. Bu parayı diğer paralarla karıştırmamam gerek, mutlaka birisine vermeliyim diye
düşünerek evin yolunu tuttum. Eve birkaç metre kalmıştı. Köşedeki bakkalı dönecektim, bakkalın önünden geçerken
9 yaşlarında bir ilkokul çocuğu, üzerinde forması, sırtında okul çantası, bana seslendi.

- Abla bakar mısın bir dakika?
Durup çocuğa doğru döndüm.
- Efendim?
Bunu söylerken içimde tuhaf bir his birşeyler olacak diyordu.
- Abla benim 500 liram var onunla cips almak istiyorum. Ama evde kardeşim var ona cips alacak param kalmıyor.

Bana 500 lira verebilir misin kardeşime de cips alayım???

Ahh dedim içimden, işte paranın sahibi çıktı. Onca yolu onun için aşmıştı bu para. Onun için taşımıştım avcumun içinde ısıtarak. Bütün dilenciler onun için buhar olmuştu...

Zaten avcumda tuttuğum kıymetli hazineyi cebimden çıkardım, çocuğa uzattım. Neşeyle aldı parayı, teşekkür edip bakkala koştu.

İçimde bir mutluluk, huzur ve farketmenin keyfi. Örümcek ağı gibi görünen hayatın izini o çocukla gördüm. Keşke bütün izleri hep böyle net görebilseydik. Ama yolun nereye çıkacağını bilmemek de güzel. :)
alıntı : http://blog.cilgin-bedis.com/index.php?q=node/64

Realist Düşünme

1 Aralık 2012 Cumartesi

Realist düşünmeyi seviyorum çünkü bir karar verirken duygularınla değil mantıgınla karar alıyorsun ki bu çok iyi birşey bu şekilde hata olayını en aza indiriyorsun.Sonuçta etrafınızda dikkat edin realist alınan her karar hata ile sonuçlanmıştır ama akıl ve mantık ile alınan kararlar her zaman doğru sonuçlanmıştır. 
Çünkü duygularımız bizi yanıltabilirken mantıklı düşüncelerimiz bizi her zaman doğru yola sevkeden
Cinsiyet olarak ifade edersen kimler mantıklı davranır ya da kim duygularıyla haraket eder. Kadınlar erkeklere göre daha kalbi duygularıyla haraket ettikleri için kalben olayları inceler irdeler ve dahası bundan dolayı çoğu kadınlar duygularıyla haraket ettikleri için sonuçları da onları üzmektedir Erkeklerde ise tam ters bir yönelim vardır erkekler ise daha çok realist bir davranış sergilerler herşeyi aklıyla mantığıyla çözmek isterler bu yüzden çoğu işlerinde başarılıdır. ßende bir erkek olarak Duygusal olmaya gerek yok  :) diyorum.

Duygular ne işe yarar ?
Açıkcası ben pek bir işe yaradıgını görmedim ( sizi aptal durumuna düşürmek dışında ) çünkü bütün kararlarınızı oturup inceleyein duygularınız ile aldıgınız her kararınız olumsuz sonuçlanırken mantığınız ile aldığınız kararler her zaman olumlu sonuçlanmıştır

Nasıl Karar Almak Gerek ?
Bir karar verirken kararınızın % 80 mantıgınız % 20 sinide duygularınız oluştursun bu oranda duygularınızın oranı ne kadar artarsa o kadar çok hata yapma oranınız artar

ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

29 Kasım 2012 Perşembe

Öğrenmeyi etkileyen faktörler üç başlık altında incelenir. Bunlar:


ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER


ÖĞRENEN İLE İLGİLİ FAKTÖRLER


ÖĞRENME YÖNTEMİ İLE İLGİLİ FAKTÖRLER


ÖĞRENME MALZEMESİYLE İLGİLİ FAKTÖRLER



  • Türe özgü hazır oluş

  • Olgunlaşma

  • Güdü

  • Genel uyarılmışlık hali

  • Aktarım (Transfer)

  • Dikkat

  • Yaş

  • Zeka



  • Konunun Yapısı

  • Zaman

  • Geri Bildirim (Dönüt)

  • Öğrenci Aktivitesi (Aktif Katılım)



  • Algısal Ayırt Edilebilirlik

  • Kavramsal Gruplandırma

  • Anlamsal Çağrışım (Kavram Ağı)




ÖĞRENEN İLE İLGİLİ FAKTÖRLER

a.       Türe özgü hazır oluş

Öğrenecek olan organizmanın, istenilen davranışı göstermesi için gerekli olan biyolojik donanıma sahip olmasıdır. Örnek: Papağana konuşmayı öğretebiliriz ama kanaryaya öğretemeyiz.

Organizmanın neyi öğrenip, neyi öğrenemeyeceğini belirler.

b.       Olgunlaşma

Organizmanın kendisinden beklenen gelişim görevlerini yerine getirebilmesi için kalıtımın etkisiyle yaşadığı biyolojik değişiklik sürecidir. Organizma türe özgü hazır oluş durumuna geldikten sonra olgunlaşma olur.  Örnek: 3 Yaşındaki çocuk okuma yazma davranışını gösteremez ama 7 yaşındaki bir çocuk gösterebilir.

Herhangi bir organın, o organdan beklenen görevi yapabilecek düzeye gelmesidir.

c.        Genel Uyarılmışlık Hali ve Kaygı

Bireyin dışarıdan gelen uyarıcıları alma(fark etme) derecesine uyarılmışlık hali denir. Kişinin bilincinin açık ve tamamen uyanık olmasına, genel uyarılmışlık hali denir (farkında oluş). Örnek: Birey panik halindeyken uyarılmışlık düzeyi yüksek, uyku halindeyken uyarılmışlık düzeyi düşüktür.








Genel Uyarılmışlık Hali Sıralanışı

Bitkisel H. < Narkoz < uyku < uyuşukluk < normal < aşırı u. < öğrenme


Uyarılmışlık düzeyinin azı da çoğu da öğrenmeyi zorlaştırır. İyi bir öğrenme olması için uyarılmışlık düzeyinin orta seviyelerde olması gerekir.

d.       Güdü

Organizmayı harekete geçiren durumdur. Güdüler, organizma içindeki ihtiyaçlardan doğar ve bu ihtiyaçların giderilmesi için organizmayı harekete geçirir. Güdülenme: Uyarılma, algı, dikkat, kaygı, pekiştirme ve geri bildirim gibi süreçlerle bireyin öğrenmeye istekli olma durumudur. Güdülenmek öğrenmeyi kolaylaştırır. Dürtü: En ilkel güdü kaynağıdır. Yaşamsal ihtiyaç kaynaklarıdır. Harekete geçiricidir.

Güdülenme şu şekilde oluşur.

İhtiyaç – Dürtü – Dengesizlik – Güdü – Güdülenme – Dav. – Öğrenme

Sorularda güdülenme için herhangi bir getiri varsa bu durum cevabın yüksek ihtimalle güdülenme olduğunu gösterir. (Pragmatik)

Güdü organizmayı uyarır, eyleme sevk eder ve belli amaçlara yöneltir.

Güdü Türleri: Birincil Güdüler (Öğrenilmemiş)(Fizyolojik), İkincil Güdüler (Öğrenilmiş)(Sosyal ve psikolojik).

Davranışa yönelten güdüler birincil ve ikincil güdelerdir. Davranışa kaynaklık eden güdüler ise içsel ve dışsal güdülerdir.

Birincil Güdüler: Doğuştan getirilir. Yaşamsal güdülerdir. Öğrenme süreci ile oluşturulmazlar. Birincil pekiştireçlerle pekiştirilirler. Örnek: Açlık, susuzluk, uyku.

İkincil Güdüler: Yaşamsal önemi olmayan ancak bireyi davranışa yönlendiren güdülerdir. İkincil pekiştireçlerle pekiştirilirler. Öğrenme yoluyla kazanılırlar. Örnek: Para, not, başarılı olma, statü, ilgi çekme.

İçsel Güdüler: Bireyin başarı ya da başarısızlıklarına içsel yükleme yapmasıdır. Güdü kaynağı bireydir. Örnek: Kendi sağlığına önem verdiği için dengeli beslenen bir birey.

Dışsal Güdüler: Davranışa geçiren güç dışarıdan kaynaklanır. Cesaretlendirme, yüksek not alma, cezadan kaçma.

e.       Yaş

Yaşın öğrenmeler üzerinde kritik önemi bulunur. Bir davranışın ortaya konulması için uygun zaman bölümünü gösterir. Örnek: Okuma, yazma gibi davranışlar 6 ya da 7 yaşlarında daha etkili öğrenilir.

f.       Zekâ

Zeka önemli bir öğrenme yeteneğidir. Zeka düzeyi yükseldikçe öğrenmenin etkisi ve hızı artar. Zeka öğrenmedeki bireysel ayrılıkların en temel göstergesidir.

g.       Aktarım (önceki Yaşantılar)

Transfer(aktarım): Önceki (ön) öğrenmelerin yeni öğrenmeleri etkileme durumudur. Bir konudaki öğrenmelerin başka konulardaki öğrenmeleri olumlu ve olumsuz yönde etkilemesidir. Örnek: Okulda matematik dersinde öğrenilenler market alışverişinde kullanılır.

Transfer(aktarım) olumlu ve olumsuz olarak ikiye ayrılır.



Olumlu Aktarma(Öğrenmenin Genellenmesi): Bir düzeyde yapılan öğrenmenin daha sonra öğrenilecekleri kolaylaştırmasıdır. Olumlu aktarma ileriye etkin (ileriyi) ve geriye etkin (geriyi) destekleme olarak ikiye ayrılır.

İleriye Etkin Destekleme: Sonraki öğrenmeleri kolaylaştırması hızlandırmasıdır. Örnek: Köyde traktör kullanan birinin şehre taşındığında otomobil alıp, otomobili kullanmayı daha çabuk öğrenmesidir.

Geriye Etkin Destekleme: Sonraki öğrenmenin önceki öğrenmeyi daha ustaca ve etkili bir şekilde yapılmasını sağlamasıdır. Örnek: Traktör kullanan köylünün otomobil kullandıktan sonra tekrardan traktörü kullandığında eskiye göre daha iyi kullanmasıdır.

Olumsuz Aktarma (Alışkanlık Çatışması): Önceki öğrenmelerin sonraki öğrenmeleri zorlaştırması durumudur. Örnek: Yeni bir eve taşınan birinin eski evinde lambanın düğmesi kapının sağ tarafındayken yeni evinde kapının sol tarafında olan lambanın düğmesini açmak için elini sürekli sağ tarafa götürmesidir.

Ket Vurma: Öğrenilmiş bir bilginin hatırlama sürecindeki engelleyici ve bozucu etkidir.

KET VURMA = HATIRLAMAYA BOZUCU ETKİ

Amnezi: Kısmi ya da tam hafıza kaybıdır.

İleriye Ket Vurma: Önceden öğrenilen bilgilerin sonradan öğrenilen bilgileri unutturmasıdır. Örnek: Yeni taşındığımız mahallenin adını söylerken yanlışlıkla önceki mahallemizin adını söylememiz.

Geriye Ket Vurma: Sonradan öğrenilen bilgilerin önceden öğrenilen bilgileri unutturmasıdır. Örnek: Cep telefonu olan bir üniversite öğrencisinin sevgilisi olunca daha ucuza konuşabilmek ve mesajlaşmak için yeni bir hat aldıktan sonra eski hattının numarasını bir türlü hatırlayamamasıdır.

Olumsuz aktarma ve ileriye ket vurma kavramları birbirine çok karıştırılan kavramlardır. Psikolojide aynı anlama gelen bu iki kavramı KPSS davranışçılara ve bilişselcilere göre ayırıp sormaktadır. Bu iki kavram şu ana kadar 2010 KPS (kopya çekilen) sınavına kadar aynı sorunun şıklarında bulunmamıştır. Olumsuz aktarma davranışçılara göre (yani psikomotor davranışlar, öğrenmenin sonucuna göre), İleriye ket vurma kavramı ise bilişselcilere göre (zihinde gerçekleşen süreç, öğrenmenin zihinsel sürecine göre) olarak kabul edilir.

h.       Dikkat

Bilincin belirli bir merkeze(uyarıcıya) yoğunlaştırılmasıdır. Bir bilgiyi öğrenebilmek için dikkat etmek gerekir. Bireyin dikkat düzeyinde iç dünyasındaki özellikler (ilgi, ihtiyaçlar, kişilik özellikleri) ve dış çevre faktörleri(uyarıcının büyüklüğü, şiddeti, farklılığı, hareketliliği) rol oynar. Dikkat istemli, istemsiz ve bölünmüş dikkat olarak üçe ayrılır.

İstemli(Seçici) Dikkat: İstenen uyaranların bilinçli olarak seçilerek bilişsel süreçlere dahil edilmesi ve ilgisiz uyaranların elenmesidir. Kalem satın almak istediğimizde, yalnızca kırtasiye ve kalem satan dükkânlara gideriz.

İstemsiz Dikkat: Bilinçli olarak bilişsel düzeyimize eklemeyi planlamadığımız, bir uyaranın etki düzeyinin oldukça yüksek olması durumunda bu uyarana yönelmemizdir. Yüksek sesli bir patlama duyduğumuzda oraya yöneliriz.

Bölünmüş Dikkat: Bireyin becerisinin yüksek olduğu etkinliklerle birlikte, bir başka etkinliğe de dikkatini odaklamasıdır. Yapılan etkinliklerin karmaşıklığı arttıkça dikkatin bölünmesi zorlaşır.
ÖĞRENME YÖNTEMİ İLE İLGİLİ FAKTÖRLER



  • Konunun Yapısı

Konuları bütün olarak ya da parçalara bölünerek öğretilmesi öğrenmede etkilidir. Uzun ve parçaya bölünmesi kolay konularda parçalara bölünerek öğrenilmesi, malzeme kısa ve anlam açık konularda ise bütün öğrenilmesi daha iyidir.

  • Zaman

Öğrenmeye ayrılan zaman aralıklı çalışma ya da toplu çalışma olarak iki şekildedir. Toplu çalışma(öğrenme), belirli ve sınırlı bir zamanda yapılan yoğun çalışmadır. Çalışılan bilgiler kısa sürede unutulur. Aralıklı çalışma(öğrenme),  konuları belirli bir düzen içinde zamana yayılarak tekrar edilmesidir. Öğrenilen bilgilerin yaşam boyu kullanılmasıdır. Aralıklı çalışma tekrarlarla yapıldığı için hem bilgilerin öğrenilmesini hem de bilgilerin geri getirilmesini kolaylaştırır. Tekrarlar öğrenilen konunun davranışa dönüşme sürecini etkiler.

Toplu çalışma da birey daha fazla güdülenmiştir (Sınavdan hemen önce olduğu için). Bu yüzden aralıklı çalışmaya göre sınavlarda daha fazla başarı elde edilir.

  • Geribildirim (Dönüt – Düzeltme)

Kişinin yapmış olduğu bir davranışın sonucu hakkında bilgilendirilmesi ya da kendi kendini bilgilendirmesidir. Öğrenci yaptığı davranışın doğruluğu, yanlışlığı, eksikliği, tamlığı ve öğrenme süreci konusunda bilgilenmesi(öz değerlendirmesi – içsel dönüt) veya bilgilendirilmesidir(çevre tarafından – dışsal dönüt). Öğrenme açısından öğrenme süreci ve performansı hakkında öğrenciye bilgi vermektir. Örnek: Okulda verilen notlar hem öğrenci hem de öğretmen açısından güdeleyicidir.

Geribildirim anında yapılmalıdır. Aradan geçen zaman öğrenme güdüsünü zayıflatır. Etkin dönütü kişi kendi kendisine verir. Geribildirim yönlendirici, güdeleyici ve pekiştiricidir.

*Öğrenci Aktivitesi(Aktif Katılım)

En etkili öğrenme, tüm duyu organlarının öğrenme sürecinde aktif olduğu yaparak yaşayarak öğrenmedir. Etkili bir öğrenme olması için; okuma, dinleme, yazma, anlatma ve açıklama, yapma olması gerekir.
ÖĞRENME MALZEMESİYLE İLGİLİ FAKTÖRLER

Öğrenme malzemesi öğretilecek bilgi ya da konu kümesidir.

  • Algısal Ayırt Edilebilirlik

Algı, zihnin gelen bir uyaranı anlama, tanıma ve özümleme sürecidir. Algısal ayırt edilebilirlik öğrenme malzemesinin çevredeki uyarıcılardan ayırt edilebilmesidir. (Farkındalık yaratmak). Çevredeki hareketli nesneler, farklı önlük giyen öğrenci, altını çizme, kalın yazma. Algısal ayırt edilebilirlik öğrenmeyi kolaylaştırır.

  • Kavramsal Gruplandırma (Kavram Haritaları-Novak)

Öğrenme konusu olan geniş bir kavramın ilişki içinde olduğu diğer kavramlar ile ilişkilendirilerek iki boyutlu bir şemada gösterilmesidir. Bilginin zihinde somut ve görsel bir şekilde düzenlenmesini ve öğrenilmesini sağlar. Kavramlar arasındaki ilişkiler şematize edilerek ve ilişkiler somutlaştırılarak anlamlı öğrenmeyi sağlar. Konuya kuşbakışı bakmayı sağlayarak, düşünmeyi bütüncül ve anlamlı hale getirir. Sunuş yolunda kullanılır.

Anlamsal çağrışım öznel, kavramsal gruplandırmalar daha objektif ve bilimseldir.

  • Anlamsal Çağrışım (Kavram Ağı)

Çağrışım yapabilme, konunun öğrencinin zihninde yer diğer olgu, durum ya da olayları hatırlatabilmesi sürecidir. Çağrışımlar önceki öğrenmeler ile ilgilidir. Bu yüzden olumlu aktarmalar oluşmasını sağlar. Konular birbirinden bağımsız değil, bütüne dönüştürülecek anlamlar üzerinden gerçekleşir. Anlamsal çağrışımlar bireye özgüdür(öznel). Dersin başında yapılmalıdır. Anlamsal çağrışımda birey kavram ya da olayların; Zıtlıklarınaardışıklığına(basitten zora hiyerarşik sıralamasına) ve eş zamanlılığına göre kodlama yaparak daha etkili öğrenmektedir.

Bir bilgi ile ilgili bireyin ne kadar çok yaşantısı varsa öğrenme ve hatırlama o kadar kolay olur.


Öğreten ve Öğrenme Ortamı, öğrenmeyi etkileyen dolaylı faktörlerdir. İnsancıl kuram öğrenmenin nasıl olması gerektiğiyle değil daha çok öğrenme ortamına vurgu yapmıştır.

~~ Sinan Dokuyucu ~~

31 Temmuz 2012 Salı



Nihayet Yeni Blogumu Açtım. :)

benim için ilk blogger deneyimi oldu ama yinede fazla zorlanmadım. :) google amca sağolsun 



Neyse ben birazda artık blogumda yapacaklarımla birşeyler anlatayım sizlere
Blogumda Güncel Hayatta Karşılaştığım ilginç olayları,Hayatımdaki tatlı acı olayları ne varsa ve birde hayata dair Tüm Bildiklerimi Anlatacağım.ayrıca güncel haber teknoloji,futbol,sinema,müzik,magazin.vs haberlerinide bulabilirsiniz.

Artık blog dünyasına adım atmış bulunmaktayım bundan sonra kendimi geliştirip burdan paylaşımlarıma devam edeceğim..

selametle.

Sosyoloji Bölümü Taban Puanları

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Sosyoloji Bölümü Taban ve tavan Puanlarıkaç, en düşük puanlar kaç hangi üniversitelerde bulunur. 2012 Sosyoloji Bölümü kontenjanları ve başarı sırası, 1. Öğretim 2. İkinci Öğretim.

Sonuçların açıklanması ile birlikte sıra geldi tercihlere. Artık adaylar istedikleri okulu ve üniversiteleri tercih etmeye başlıyor. Tabi bu aşamada bazı arkadaşlarımızın uzman yardımı aldığını görüyoruz. Fakat bazıları da alamıyor. Bu konuda Sosyoloji Bölümünün hangi üniversitede olduğunu ve taban ve tavan puanlarının kaç olduğunu yazacağız.

Bu puanlar 2011 yılına ait olup tercih yapacakların bunları göz önüde bulundurması gerekiyor.

























































































































































































































































































































































































































































































































































































































































































































































































































































































































































BölümÜniversite AdıFak/Y.O.Puan TürüKonTabanTavan
SosyolojiAbant İzzet Baysal Üniversitesi (Bolu)Fen-Ede.Fak.TM-357363.388392.702
SosyolojiAdıyaman ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-347353.811383.112
SosyolojiAdnan Menderes Üniversitesi (Aydın)Fen-Ede.Fak.TM-377353.873396.068
SosyolojiAfyon Kocatepe ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-377344.640377.820
SosyolojiAkdeniz ÜniversitesiEde. FakTM-357376.232418.754
SosyolojiAnadalu Üniversitesi (Eskişehir)Ede. FakTM-377384.368417.521
SosyolojiAnkara ÜniversitesiDil ve Tar.Coğ.FakTM-352397.444436.246
SosyolojiArtvin Çoruh ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-352331.570365.764
SosyolojiAtatürk Üniversitesi (Erzurum)Fen-Ede.Fak.TM-347356.294395.837
SosyolojiBalıkesir ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-357362.105408.454
SosyolojiBingöl ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-352336.373357.275
SosyolojiBoğaziçi Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-347495.874518.542
SosyolojiCumhuriyet Üniversitesi (Sivas)Ede. FakTM-377344.143380.379
SosyolojiÇanakkale Onsekiz Mart ÜniversitesiFen ve Ede. FakTM-352370.271396.171
SosyolojiÇankırı Karatekin ÜniversitesiEde. FakTM-357340.527386.934
SosyolojiDicle Üniversitesi (Diyarbakır)Ede. FakTM-357373.856401.188
SosyolojiDumlupınar Üniversitesi (Kütahya)Fen-Ede.Fak.TM-377352.545401.125
SosyolojiEge Üniversitesi (İzmir)Ede. FakTM-367395.879453.438
SosyolojiFatih Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-350210.934324.948
SosyolojiFırat Üniversitesi (Elazığ)İnsani ve Sosyal Bilimler FakTM-377351.016397.879
SosyolojiGalatasaray Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-321471.871509.896
SosyolojiGazi Üniversitesi (Ankara)Ede. FakTM-341389.857406.495
SosyolojiGaziantep ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-357364.980413.051
SosyolojiHacettepe Üniversitesi (Ankara)Ede. FakTM-377403.421438.297
Sosyolojiİnönü Üniversitesi (Malatya)Fen-Ede.Fak.TM-367366.770409.507
Sosyolojiİstanbul Arel ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-334204.642281.943
Sosyolojiİstanbul ÜniversitesiEde. FakTM-372412.150443.587
Sosyolojiİzmir Ekonomi ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-315232.036269.816
SosyolojiKarabük ÜniversitesiEde. FakTM-341342.205368.950
SosyolojiKaramanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (Karaman)Ede. FakTM-352339.863368.658
SosyolojiKırıkkale ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-357348.153376.853
SosyolojiMardin Artuklu ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-341342.481380.723
SosyolojiMersin ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-357373.763418.693
SosyolojiMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-372403.003437.395
SosyolojiMuğla ÜniversitesiEde. FakTM-367357.614394.530
SosyolojiNiğde ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-362341.718373.414
SosyolojiOkan Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-313210.911239.915
SosyolojiOndokuz Mayıs Üniversitesi (Samsun)Fen-Ede.Fak.TM-347369.342405.856
SosyolojiODTÜ(Ankara)Fen-Ede.Fak.TM-372438.750469.883
SosyolojiPamukkale Üniversitesi (Denizli)Fen-Ede.Fak.TM-367361.758399.555
SosyolojiSakarya ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-377366.192407.929
SosyolojiSelçuk Üniversitesi (Konya)Ede. FakTM-377376.615399.783
SosyolojiSüleyman Demirel Üniversitesi (Isparta)Fen-Ede.Fak.TM-377349.494390.718
SosyolojiTunceli ÜniversitesiEde. FakTM-352331.304386.091
SosyolojiUludağ Üniversitesi (Bursa)Fen-Ede.Fak.TM-362387.755424.748
SosyolojiYüzüncü Yıl Üniversitesi (Van)Ede. FakTM-367358.179404.817
SosyolojiKırgızistan Türkiye Manas ÜniversitesiEde. FakTM-35279.248310.517
Sosyoloji (%50 Burslu)Fatih Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-320330.671381.501
Sosyoloji (%50 Burslu)İstanbul Arel ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-320276.266321.420
Sosyoloji (%50 Burslu)İzmir Ekonomi ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-310295.265413.780
Sosyoloji (%50 Burslu)Okan Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-314273.298327.636
Sosyoloji (%50 Burslu)Yeditepe Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-316300.436382.830
Sosyoloji (Açıköğretim)Anadalu Üniversitesi (Eskişehir)AçıkÖ. Fak15375157.023476.823
Sosyoloji (İngilizce)Bahçeşehir Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-310234.207290.506
Sosyoloji (İngilizce)Fatih Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-350202.397269.371
Sosyoloji (İngilizce)İstanbul Bilgi ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-332212.991288.330
Sosyoloji (İngilizce)Koç Üniversitesi (İstanbul)İns.Bil ve Ede.Fak.TM-37335.580394.509
Sosyoloji (İngilizce)Maltepe Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-310225.955273.597
Sosyoloji (İngilizce)Marmara ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-347422.164449.263
Sosyoloji (İngilizce) (%25 Burslu)İstanbul Şehir Üniversitesiİn.ve Top. Bil.Fak.TM-35240.669317.147
Sosyoloji (İngilizce) (%25 Burslu)Koç Üniversitesi (İstanbul)İns.Bil ve Ede.Fak.TM-34395.692419.742
Sosyoloji (İngilizce) (%25 Burslu)Maltepe Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-311226.545273.414
Sosyoloji (İngilizce) (%25 Burslu)Süleyman Şah Üniversitesi (İstanbul)İn.ve Top. Bil.Fak.TM-310299.157329.793
Sosyoloji (İngilizce) (%50 Burslu)Bahçeşehir Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-330301.495386.895
Sosyoloji (İngilizce) (%50 Burslu)Fatih Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-320275.277405.346
Sosyoloji (İngilizce) (%50 Burslu)İstanbul Bilgi ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-317282.742440.039
Sosyoloji (İngilizce) (%50 Burslu)İstanbul Şehir Üniversitesiİn.ve Top. Bil.Fak.TM-312294.695409.478
Sosyoloji (İngilizce) (%50 Burslu)Koç Üniversitesi (İstanbul)İns.Bil ve Ede.Fak.TM-39432.433503.819
Sosyoloji (İngilizce) (%50 Burslu)Maltepe Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-310286.726309.427
Sosyoloji (İngilizce) (%50 Burslu)Süleyman Şah Üniversitesi (İstanbul)İn.ve Top. Bil.Fak.TM-325319.577405.949
Sosyoloji (İngilizce) (Tam Burslu)Bahçeşehir Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-35438.136455.371
Sosyoloji (İngilizce) (Tam Burslu)Fatih Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-35432.734457.505
Sosyoloji (İngilizce) (Tam Burslu)İstanbul Bilgi ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-36458.546472.046
Sosyoloji (İngilizce) (Tam Burslu)İstanbul Şehir Üniversitesiİn.ve Top. Bil.Fak.TM-38462.649480.544
Sosyoloji (İngilizce) (Tam Burslu)Koç Üniversitesi (İstanbul)İns.Bil ve Ede.Fak.TM-34507.806522.802
Sosyoloji (İngilizce) (Tam Burslu)Maltepe Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-31420.288420.288
Sosyoloji (İngilizce) (Tam Burslu)Süleyman Şah Üniversitesi (İstanbul)İn.ve Top. Bil.Fak.TM-310428.489517.455
Sosyoloji (İÖ)Abant İzzet Baysal Üniversitesi (Bolu)Fen-Ede.Fak.TM-357342.738363.834
Sosyoloji (İÖ)Adıyaman ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-347333.098353.717
Sosyoloji (İÖ)Afyon Kocatepe ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-377333.657350.728
Sosyoloji (İÖ)Atatürk Üniversitesi (Erzurum)Fen-Ede.Fak.TM-347336.714398.934
Sosyoloji (İÖ)Bingöl ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-352324.727333.218
Sosyoloji (İÖ)Cumhuriyet Üniversitesi (Sivas)Ede. FakTM-377330.630378.621
Sosyoloji (İÖ)Çankırı Karatekin ÜniversitesiEde. FakTM-357329.058345.369
Sosyoloji (İÖ)Dicle Üniversitesi (Diyarbakır)Ede. FakTM-357353.579378.523
Sosyoloji (İÖ)Dumlupınar Üniversitesi (Kütahya)Fen-Ede.Fak.TM-377338.261352.061
Sosyoloji (İÖ)İnönü Üniversitesi (Malatya)Fen-Ede.Fak.TM-367342.438367.370
Sosyoloji (İÖ)Karabük ÜniversitesiEde. FakTM-341330.281340.969
Sosyoloji (İÖ)Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (Karaman)Ede. FakTM-352328.835350.105
Sosyoloji (İÖ)Kırıkkale ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-357334.145350.727
Sosyoloji (İÖ)Pamukkale Üniversitesi (Denizli)Fen-Ede.Fak.TM-367342.720369.080
Sosyoloji (İÖ)Sakarya ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-377345.693364.743
Sosyoloji (İÖ)Selçuk Üniversitesi (Konya)Ede. FakTM-377348.401376.031
Sosyoloji (İÖ)Süleyman Demirel Üniversitesi (Isparta)Fen-Ede.Fak.TM-377336.739373.513
Sosyoloji (İÖ)Tunceli ÜniversitesiEde. FakTM-352320.513358.372
Sosyoloji (Tam Burslu)Fatih Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-35417.690422.535
Sosyoloji (Tam Burslu)İstanbul Arel ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-36377.724398.017
Sosyoloji (Tam Burslu)İzmir Ekonomi ÜniversitesiFen-Ede.Fak.TM-35425.937445.870
Sosyoloji (Tam Burslu)Okan Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-33377.247406.079
Sosyoloji (Tam Burslu)Yeditepe Üniversitesi (İstanbul)Fen-Ede.Fak.TM-34429.131442.592
Sosyoloji (Uzaktan Eğitim)Karabük ÜniversitesiEde. FakTM-352269.132336.800

Sosyoloji Bölümü Bölümü Taban Puanları ve puanı 2011 2012 Başarı Sırası kaç, Sosyoloji Bölümü Bölümü Olan Üniversiteler hangileri, hangi puan türünden öğrenci alıyor. Sosyoloji Bölümünü kazanmak için en az kaç puan gereklidir gibi soruların cevaplarını sizlerle paylaşmaya çalıştık.

Sizin bu bölüm hakkında veya kafanıza takılan herhangi bir sorun var ise aşağıdan yorum bölümünden bizlere soru sorabilirsiniz.