Eleştirel düşünce değişime açık olmayı, belirli bir fikre ya da görüşe taassupla şartsız bağlanmamayı, taassup ve kıskançlık hastalıklarından uzak olmayı da gerektirir. Bu şekilde yapıcı ve gelişime açık bir eleştiriyi “insaf” işlettiği zaman Bediüzzaman’ın ifadesi ile “hakikati rendeçler” yani, gerçeğin ortaya çıkmasına sebep olur. (Eski Said Dönem Eserleri, 2009, s. 581, 631) Bediüzzaman “En müthiş maraz ve musibetimiz, cerbeze ve gurura istinat eden tenkittir. Tenkidi eğer insaf işletirse, hakikati rendeçler; eğer gurur istihdam etse, tahrip eder parçalar” (Age, 631) buyurmaktadır. Bilgi toplumuna geçiş ve gelişmeyi destekleyen yüksek rekabet gücü ancak eleştirel yaklaşımlarla kazanılabilir. Felsefi açıdan buna bir nevi septisizm, yani şüphecilik de denebilir. Gerçeği bulmak, yeni fikirler ve problemlere çözüm çareleri üretebilmek ancak eleştirel yaklaşım ve geçici bir şüphe ile mümkündür.
Çağımız “Bilgi Çağı…” Bilgi toplumunu ve sürdürebilir gelişmeyi sağlamak için eğitim stratejik öneme sahiptir. Ülkemiz eğitilebilir yüksek oranda genç nüfusa sahiptir. Yeni kaplara yeni yemekler konduğu gibi, yeni nesilleri de çağa uygun yeni bilgilerle donatmak şarttır. Bu bakımdan yenilikçilik küresel dünyada hem dünyaya uyum sağlamak, hem de rekabete açık olmak için gereklidir. Demokrasi sosyal ve siyasi hayatta bireyin hak ve özgürlüklerini korumanın teminatıdır. Yeniliğe açık, demokratik özgür ve özgün bireylerin bulunduğu bir toplumun geleceği parlak olur. Bu bakımdan demokratik bireylerin kabiliyetlerini ortaya çıkarmayı hedeflen hür bir eğitim, hem ekonomik kalkınmanın, hem bireysel gelişimin hem de ülke kalkınmanın ön şartıdır. Yenilikleri ortaya çıkarmak ve hür düşünmek bireylere eleştirel düşünme alışkanlığı kazandırmakla da doğru orantılıdır.
Eleştirel düşünme bireylerin amaçlı ve hedefli olarak yaptıkları alışılmışın dışında düşünmeyi içerir. Bu salt kişilerin düşüncelerini, davranışlarını ve inançlarını eleştirmek değil; bilakis eşya ve varlık üzerinde alışılmışın dışında farklı açılardan bakabilmek ve yeni yorumlar getirmek demektir. Eleştirel düşünme uluorta tenkit de değildir. Akıl yürütme, mantık ve kıyaslamalarla sonuçta belirli fikir ve davranış değişikliği sağlayan düşünme şeklidir. Sadece günümüzde keşfedilen bir düşünce şekli de değildir. Bilakis Sokrates’ten günümüze bütün filozofların ve ilim adamlarının düşünce biçimidir. Özellikle İslam bilginlerinden Hüccetü’l-İslam İmam-ı Gazali eleştirel yaklaşım konusunda örnek gösterilebilir.
Eleştirel düşünce her alanda ve her aşamada kullanılabilir bir metottur. Bilgiyi sorgulamak bilginin yetersiz olduğunu ortaya koyar ve yeni bilgilerin kazanımını netice verir. Bu düşüncede eksikliklerin farkına varmak ve gidermeye çalışmak önemlidir. Tanımların ve kavramların açıklanması, soyut kavramaların somut örneklerle akla yakınlaştırılması ve yerli yerine konulması önemlidir.
Eleştirel düşünce rastgele tenkit değildir; bilakis zihinsel mantık silsilesine uygun, planlı ve hedeflere yönelik bilimsel bir düşünce şeklidir. Eleştirel düşünme yeni fikir ve düşüncelere kapalı olmamak, düşünmenin farkında olmak, düşünmeyi tefekkür makamına çıkarmak demektir. Eleştirel düşünce fert olarak taklitçiliği terk etmeyi ve bireyselleşmeyi netice verdiği gibi, vatandaşları da sürü olmaktan çıkararak yurttaş haline getirir. Özellikle siyasi alanda eleştirel düşünebilmek bunu sağlar.
Çağımızın demokrasileri toplumsal problemlere duyarlı, sorumluluk sahibi, dogmatik düşüncelerden uzak, etkin bir şekilde topluma katılan, kendi düşüncelerini oluşturulabilen ve başkalarının düşüncelerini sorgulayabilen ve değerlendiren, empati kurabilen, tartışma ve uzlaşma kültürüne sahip bireylere ihtiyaç duyar. Demokrasilerde eleştirel düşünce yurttaş olmanın şartıdır. Bu bakımdan okullarımızda bunu sağlayacak bir eğitimin verilmesi gerekir.
Öğrencilere eleştirel düşünceyi öğretmesi gereken öğretmenlerin de bu konuda model olması ve farklı düşünme biçimlerine açık olması lazımdır. Öğretmen sınıfında tüm öğrencilerin eğitime ve öğretime katılacağı, kendisini doğal bir şekilde ifade edebileceği ve kabiliyetlerini sergileyebileceği demokratik bir ortam oluşturmalıdır. Eğitim eşitlik, çoğulculuk esasına dayanmalıdır. Öğrencilerin insan haklarına saygılı ve demokrasiyi benimseyen bireyler olabilmelerini sağlamak eğitimin ana hedefi olmalıdır. Bu da ancak eleştirel düşünceyi doğru bir şekilde eğitime uygulayabilme becerisi ile mümkün olur.
Sonuç olarak eleştirel düşünce bilgiye dayalı ve gerçeği aramamaya yönelik bir düşünce şeklidir. İnsanı köle olmaktan kurtararak birey haline getirdiği gibi, toplumu da sürü olmaktan çıkararak hür vatandaşlar haline getirir.
0 yorum:
Yorum Gönder